5 Kasım 2016 Cumartesi

YENİ BİR BAŞLANGIÇ




                Bu satırları Portekiz’in güzide şehri Coimbra’dan yazıyorum.Önceden bahsettiğim gibi erasmus programını icra ediyorum.Polonya’ya gitmeyi beklerken sürpriz bir şekilde Portekiz’deyim.İyi mi oldu kötü mü derseniz çok iyi oldu.Tam bir erasmus şehrindeyim.Hayallerimin peşindeyim.
                Yağmurlu bir Cumartesi akşamı internette okuduğum bir hikaye ile kendime geldim.Hikaye birinin eski sevgilisi ile yaşadığı bir anıydı.Aynen aktarıyorum.
bitter çikolata sevmem. bir gün kahve dünyasına gittik. kahvenin yanında bitter çikolata veriyorlar. .

-ya bebeğim. şu bitter çikolatayı hiç sevmiyorum. dedim ben.

o da tam o sırada kaşık şeklindeki bitter çikolatasını ağzına götürmek üzereydi. durdu.

+aaaa olur mu hayatım? demek ki sana bitter çikolatayı sevdiren olmamış... dedi.

mekan doluydu. ve o elindeki çikolatayı ağzına sokup, dudaklarıyla bana uzattı.

zaman orda durdu benim için. akmadı. ve hep hatırlayacağım şeyi yaptım.  kimseyi umursamadım. hayatımda yediğim en güzel şeydi o çikolata. 

Şimdi diyeceksiniz neden anlattım bu hikayeyi.Bu hikayeyi yaşayan kişi o olaydan sonra hayatında tabularını çok kolay bir şekilde yıkmış.Bu satırları okuduğum anda kötü alışkanlıklarım belirdi aklımda.Tabu ile alışkanlık çok farklı iki kavram.Bu durumda benim tabum da alışkanlıklardan asla vazgeçilemez.Adı üstüne alışkanlık.Sürekli yapılan bir eylem.  Sonra dedim ki benim bu tabuyu yıkmam lazım.Bu alışkanlıklar bana zarar verirken neden? Bıçak gibi kesmeye karar verdim.Odamın duvarına da kocaman 05 11 2016 yazdım.Bu gün benim için birşeylerin başlangıdır.Hayatımda birşeyler değişeceğini hissederek yapıyorum bunu.Kokpite giden yolu daha hızlı yürümek adına yapıyorum bunu.En önemlisi de kendim için yapıyorum bunu.Alışkanlıklarımızdan vazgeçirecek biri hayatımızda olmayabilir ama gökyüzünde uçan , Hangarda uyuyan ve fabrıkalarda doğmakta olan sevdiklerim var.
                Çok yoğun bir gece yaşıyorum. Böyle anlarda da yazma isteğim geliyor. Bu bloğa içimi döküyorum.Bu blog benim en iyi arkadaşım.Geçmişte olduğu gibi, sevincimide acımıda burada paylaşıyorum.Kimseye söyleyemediklerimi buraya yazıyorum.Bir gün o kokpite girdiğim gün en mutlu günümü buraya yazacağım.İnanıyorum istiyorum ve bunun için çabalıyorum.Bol uçuşlu günler…
                



2 Nisan 2016 Cumartesi

KOKPİT'E GİDEN İLK ADIM

KOKPİTE GİDEN İLK ADIM
İstanbul ‘dan evime geleli 4 saat oldu. Herşey hala ilk anda ki sıcaklığında.Kokpite giden ilk adım olan İngilizce’nin bir alt dalı olan Work and Travel için vize görüşmesine gittim.Kısaca içimdekileri dökeceğim bu süreci paylaşacağım sizlerle.
                Rüzgarlı ve kapalı olan bir günde havalimanına yolcuğa başladım.Uçakta yerimi aldım.Aşkımla sevgilimle kavuşmuştum.Huzurlu geçicek 1 saat için hazırdım.Havanın rüzgarlı olmasından dolayı uçuş baya sarsıntılı başladı.Belirli bir yüksekliğe ulaşınca kaptan pilotumuz mikrofana geçti.Uçuş hakkında bilgiler verdi.O an dedim ki acaba bir gün kokpitte konuşan kişi ben olacak mıyım?. Sonra kendi kendime cevapladım her zamanki gibi. Olmalıyım. Olmak zorundayım.İstanbul semalarında hava trafiği nedeniyle 1 tur attıktan sonra sert bir şekilde iniş yaptık.En yüksek huzur seviyesine eriştiğim 1 saat böylece bitmiş oldu.
                Ertesi gün Amerikan Başkonsolosluğu’na gitmek için yola koyulduk.Üst taraması yapıldıktan sonra binanın içindeydim.Vize görüşmesi için sıra aldıktan sonra beklemeye başladım.Gişede vize görüşmesine giren diğer WAT öğrencilerini izledim.10 numarada ki ablamız okadar çok konuşuyordu ki içimden dua etmeye başladım.Kendi sıram yaklaşınca var olan heycanım dahada arttı.Birde 10 numarada ki ablaya gelme ihtimalimi görünce sıkıntılarım arttı.Sıra numaram 297.Abla yeni birini almak için beklemede. 10 numaradaki 296 yandığını görünce vize almışım gibi sevindim. İçimde tamam aldın vizeyi dedim. Çok emin şekilde ilgili görevlinin karşısına geçtim.Her zaman olduğu gibi salak bir gülümsemeyle hi , how are you? Diyerek girdim konuya.Direk olarak aktarıyorum aramızdaki konuşmayı:
A: Amerikalı abimiz
B: Ben
A:Neden yeşil pasaport aldın?
B:Lütfen soruyu tekrarlar mısınız?
A: Neden yeşil pasaport aldın?
B: Özür dilerim,Bi daha soruyu tekrarlar mısını?
A: (Eliyle pasaportumu göstererek) Neden yeşil pasaport aldın?
B: Çünkü annem babam öğretmen
A:Annen baban nerede öğretmen?
B: Annem babam ilkokulda öğretmen.
A: Aynı okuldalar mı?
B: Evet aynı okuldalar
A: Sen onlarla aynı okula mı gittin
B: Hayır ben farklı okula gittim.
A: Neden?
B: Çünkü onların okulu kötü
A: Neden kötü?
B: Onların okulundaki öğrencilerin başarısı düşük.
A:4. Sınıf mısın?
B: Evet
A: Bu sene mezun olucak mısın?
B: Hayır. Çünkü seneye polonya ‘ya gidicem erasmus programı ile
A: Hmm . iyimiş. 1 dönem mi yoksa 2 dönem mi gidiceksin?
B: 2 dönem gideceğim.
A: Vizen onaylandı.
Bu kadar basit bir iş arkadaşlar. Hayatımda konuştuğum en kötü İngilizceydi.Gidecekler ve gitmeyi düşünenler en kolay kısım vize kısmı.Vizeyide alınca bütün işlemler tamamlanmış oldu. Artık yolculuk gününü bekleme zamanı.Benim için her şey çok farklı olucak.Gidip geri geldiğimde ne ben eski ben olacağım ne de bıraktıklarım aynı kalacak.Birçok şey kazanıp belkide bir çok kaybedeceğim.Tek değişmeyen kokpite emin adımlarla ilerleyişim olacak.Hayırlısıyla….




16 Mart 2016 Çarşamba

İlk Başarının Dayanılmaz Hafifliği

       Her yazımda olduğu gibi huzur isimli şarkı listemi açtım.İnce bir ses ayarı yaptım.Başladım bu satırları yazmaya…
Şimdi sizden bir çiftçi düşünmenizi istiyorum.Bu çifçi tarlasına bir ürün eker.Bu üründen verimli hasat almak için sular, çapalar vs. Bir emek harcar o ürünü alabilmek için.Yeri gelir dolu yağar ürünler mahvolur.Havalar istediği gibi gitmez ve  o verimli hasat gününü göremez.Hiç bir zamanda bu senede ekmeyeyim tarla boş kalsın demez.(Nadasa bırakmak için tarlayı boş bırakır diyenleri duydum şimdiden. Tarlayı neden nadasa bırakır? Ben cevaplayayım.Gelecek sene daha verimli ürün elde etmek için.).Ben de kendimi bu düşündüğünüz çiftçi gibi hissediyorum.O çiftçinin ulaşmaya çalıştığı hasat gününe ulaştığımı düşünüyorum.Sizi simdi 2014 şubat ayına götüreceğim.
                Bir akşam sıkıntıdan ne yapacağımı bilemiyorum.İnternette bitti dediğim anlardayım.Boşluktan okuduğum bölümün hocalarının nereden mezun olduğuna bakıyorum.Sonra bir baktım Erasmus diye bişey var.Herkes kadar benimde bir bilgim vardı.”Bir gireyim  nasıl oluyormuş bu iş “dedim  içimden.Kafamda düşünceler birbirine bağlanarak en son iş pilotluğa bağlandı.Eğer bir düşünce pilotluğa bağlanıyorsa yaparım ben onu.Şubat 2014 de başladı erasmus serüveni benim için.Şubat 2014 ‘de ürünü tarlaya ektim.O tarihten itibaren defalarca erasmus sınavına girdim.İstenilen ortalamayı tutturmak için günlerce hesaplamar yaptım.2 Tane yabancı dil kursuna gittim.Bir yaz tatilimi dil kursunda harcadım.Her dil sınavında istenilen puanı alamayınca elinden şekeri alınmış çocuk gibi üzüldüm.Erasmus dil sınavına girmek her sene benim için rutin hale geldi.03.05.2016 tarihinde bu seneki rutin işlemimi gerçekleştirdim.Erasmus için herşeyi sağlıyordum.Tek eksiğim dil puanıydı.Bu son şansımdı.İnanması güç çok rahatsız edici bir rahatlık vardı.Sınava özel bir çalışma programı hazırladım.Programın sadece 1. Gününü gerçekleştirdim. Sınav sabah 9 ‘da yapılacaktı.Sınav gecesi eve gece  saat 3 de girdim.Her defasında içimden “ne bu rahatlık la” diyordum ve sadece dememle kalıyordu.Sınav sabahı uyandığım saat 8.30.Aceleyle fırladım evden.Sınav salonuna gene aşırı bir rahatlıkla girdim.Sınav gözetmeni ben kapıdan girer girmez “ sen nereye gitmek istiyorsun “ şeklinde bir soru sordu.Bütün gözler üzerimde.Ben nereye olsa giderim hocam dedim istemsiz şekilde.Aşırı rahat şekilde girdim sınava.Çıkışta o rahatlığım devam ediyordu.Sınavın açıklanacağı gün geldi.Tam duşa gireceğim.Su vanasını açtım. Dur bu erasmus açıklanmış mı bir bakayım dedim.Erasmus dil sınavı sonuçları.O rahatlıktan eser kalmadı . Yerini heycan ve korku aldı.Kendi ismimi buldum.Gözlerimi kapattım ve ekranı kaydırdım. Gözlerimi açtığımda çığlık atarak çıplak bir şekilde evin içinde koşarken buldum kendimi.Hayatımda ilk defa Gerçek bir başarının tadını aldım. Başarının tadı buymuş çokta güzelmiş dedim. 2 Senenin ürününü o gün hasat ettim. Tercihlerimide yaptım. Gelecek yıl  polonya,Romanya veya Portekiz’de olacağım. Hayatımdaki ilk hedefime ulaştım.Pilotluk kapısından da içeriye ilk adımımı şimdi attığımı düşünüyorum….
Not: Önceki yazılarımda bahsetmiştim WAT programından.Hiç bir sıkıntımız yok.Sadece vize alma işlemi kaldı.Onuda hallettikten sonra yolculuk Amerika.